29 Kasım 2015 Pazar

18 SAAT / ERTÜRK AKŞUN





                      

                                  “Bedelini ödediğim hatalarımdan dolayı kimse beni yargılayamaz...”


Uzuuun bir aradan sonra herkese kucak dolusu sevgiler...
Yoğun bir dönemin ardından tekrar sizlerleyim arayı fazla açmamak adına fırsat  bulunca girip yazmaya çalışıyorum.Bugün 18 SAAT adlı kitaba değineceğim bakalım bizi neler bekliyor <3





Yazar: ERTÜRK AKŞUN
   Tür: GENEL
                                                     Yayıncı: Destek Yayınları                                                           Sayfa: 424



“Bedelini ödediğim hatalarımdan dolayı kimse beni yargılayamaz...”
Yaşadığın hayatın üzerinde bıraktığı izleri fark edebilmek için ölümün soğuk yüzüyle karşılaşmayı bekleme. Bazen sadece 18 saatlik bir zaman dilimi dahi, koca bir hayat kadar uzun gelir insana. En büyük aşkların filizlendiği ve en devrimci düşüncelerin toprağa düştüğü anlar zaten en dar ve çıkmaz zamanlar değil midir? Belki de bu yüzden hayat dediğin yarın cayacakmışsın gibi yaşanır...
“18 Saat” aşk, tutku, şehvet, macera ve tarihle örülü nefes kesici bir roman. Yolları aynı adreste kesişen birbirinden farklı ve iddialı karakterler ölümle burun buruna geldiklerinde bir daha eskisi gibi olmayacak hayatlar yeniden yazılmak zorunda kalınan kaderler sadece fikirleri değil, ruhları da değişenler...
“Gözümüzle gördüğümüz her güzel şeyin arkasında mutlaka bir giz ya da acı saklıdır...”

Kitabımızın konusuna değinelim biraz Nadir bir mimarlık ofisi açacaktır o gün açılış davetinde verecektir. Davet gayet güzel ilerlerken  Libyalı eylemcilerin baskınıyla biran da her şey alt üst oluyor yaşanan korku gerilimin yanı sıra yazar karakterlerin iç çatışmalarını ve psikolojilerini de bir bir hissettirip yaşatıyor okuyucuya.Bu topluluğun hiç beklemedikleri bir an da yaşadıkları bu olaylar kendi benliklerini gözden geçirmelerini de sağlayacak. Aşk, tutku , şehvet , heyecan ve gerilimin bir arada toplandığı bu kitabıbüyük bir merakla okuyacaksınız ;) 
Ertürk bey'in okuduğum ilk kitabıydı bunun dışında 3 güzel kitabı daha bulunmakta.Yazarımızın kalemini çok beğendim yılların birikimiustalığı var her bir cümlesin de kelimeleri çok güzel kullanmış okurken çok hoşuma gitti sizde bu tarz kitaplar seviyorsanız büyk bir zevkle okuyacağınızdan eminim ;) Son olarak bu kitabı bana gönderen Sayın Yazarımız Ertürk Akşun'a ve Destek Yayınlarına çoooooookkkkk teşekkür ederim <3

                                                     KİTAPTAN ALINTILAR

♥ " Neden Eylül'ü seviyoruz ki acaba ? Kime sorsan ,hangi yazara, şaire, sanatçıya, aşığa sorsan seviyordur Eylül'ü. Hüznü seviyoruz biz çünkü. Mutluluğumuzu bile ancak hüzünle ifade edebilen bir geçmişten geliyoruz. Aşkı bile acılı seviyoruz . "
   " Kadının en önem verdiği şey güvendir... Seksten de, uyum ve eğlenceden de önemlidir güven duygusu ..
 "Erkek dediğin güçlü olmak zorunda derdin sen hep. Artık kadınlar da mı güçlü olmak zorunda dayıcığım ? "
 Istanbul mu ? Umutsuzluktan kıvranan kör bir solucan gibiydi artık. İnsanlarıysa bu solucanın kanında boğulmuş birer cesetti sadece...

 Hıyar!İnsana rahat ve huzur içinde yaşamasını tavsiye etmek , insan doğası hakkında hiçbir şey bilmemek demektir.İnsan doğası sürekli huzursuzluğun peşindedir halbuki!

♥ Birçok insan karşındakini anlamak yerine kendi kafasının içindeki şekille onu yermeyi ve eleştirmeyi yeğler.Çünkü anlamak hem zeka ister hem de zahmetli bir iştir. Eğer iyi hayal kurabiliyorsan bir süre sonra şunu fark edeceksin ki hayaller gerçeklerden daha katlanılabilir ve daha gerçekler...

 Erkek dediğin nedir ki , gücünü korkaklığından alan çaresizler sürüsü...
♥ “Şiir peygamber işi, edebiyatın tepesi, ama baksana topluma, şiir insan ister, şiir sokak ister, şiir isyandır, şiir devrimdir, şiir ancak yüksek sesli bir enstrümandır. Roman gibi değil. Roman tek kişiliktir. Toplumların yalnızlaştığı dönemlerin edebiyatıdır. Roman kaçıştır, roman sığınmaktır kelimelere. Suskundur roman. Şiir ise alabildiğine çığırtkandır. Ne zaman toplumsal hareketlilik artsa şiir öne çıkar. Bak Gezi’de bile ne çıktı, ‘Şiir sokaktadır, şiir duvardadır!’ çıktı. Toplum içe kapandıkça roman öne çıkar, devrimcileştikçe şiir öne çıkar.”




1 yorum:

  1. Ertürk Akşun' un aha önce Agafya kitabını okumuştum simdi de 18 saat okuyorum. Bende en kısa zamanda blogum da paylaşacam. Çok güzel bir kitap, anlatımı çok iyi, bir ok yerde tekrar tekrar dönüp okudum. :-)

    YanıtlaSil

Sayfa Başına Dön