8 Şubat 2016 Pazartesi

AŞKTAN KAÇARKEN / EMİNE ŞEYMA MENGİ









"Sen hep gülümse..."





Güzel bir pazar gününden herkese merhabalar...
Günlerdir burada hava yağmurlu ama ben çok severim yağmurlu havayı kimisi söyler ya yağmurlu hava çok kasvetli içimi kapatıyor diye ama ben tam tersini düşünenlerdenim bence yağmurlu hava bize çok şey anlatıyor misal hava da tonlarca ağırlıkta ki şu bulutun düşmeden nasıl durabildiğini görüyoruz işte o bulut o haliyle bize Rabbimizin ne kadar yüce ne kadar mükemmel olduğunu anlatıyor bence bir başka başka örnek verecek olursam yere düşen şu küçük damlacıkları dikkatle izleyin her biri nasıl da dünyayı temizliyor değil mi? Her bir damla doğayı temizliyor bizler için işte böylesine her şeyin en ince ayrıntısına varana kadar yaratan Rabbimiz var Elhamdülillah bu yüzden yağmuru izlemek bana keyif veriyor.
Bugün güzel bir kitaba daha yorum yapacağım yorumlanacak olan kitabımızın adı ''AŞKTAN KAÇARKEN'' hadi önce tanıtım bültenine sonra da yorumuma geçelim ;)







 Yazar: Emine Şeyma Mengi
 Tür: Roman
                                                Yayıncı: MüptelaYayınları                                               Sayfa: 392




Derin, babası tarafından iş ortağıyla evlendirilmek üzeredir. Ancak hiç tanımadığı bu adamdan ve babasından kaçarken kendini büyük bir evde çocuk bakıcısı olarak bulur. Bu, alışılmış romantizm kalıplarından uzak, eğlenceli aşk hikâyesini kaleme alan Emine Şeyma Mengi, Almanya'da yaşıyor. Hiç tanımadığın biriyle evlenmek mi? Olmaz öyle şey! Bu kabul edilemez ve anında uzaklaşmayı gerektirir. Yani "Derin Altındağ olmak bunu gerektirir." Unutmamalı ki mevzu Derin olunca doludan kaçarken Baran'a tutulmak kaçınılmazdır. Bu eğlenceli maceranın sürprizli sonunda yüzünüzde gülümseme, içinizde bitmeyen bir yaramazlık yapma isteği kalacak.









Kitabın konusu şöyle: Derin babasının ortaklığı için babası tarafından zorla evlendirilmek ister ancak derin bunu kabul etmeyerek evden kaçar bu kaçışı kurtuluşa değil farklı sorunlara yol açacak bu sorunların en büyüğü ise Baranla kötü bir halde tanışması olacaktır. Bu karşılaşma onlar için yeni bir başlangıç olacak. Derin ve Baran birbirlerine aşık mı olacak? Derin Baranla ilgili sırları öğrenince tepkisi ne olacak? Babası Derini bulup zorla evlendirecek mi? Bunların cevabını kitabı okuyarak bulabilirsiniz:)
Kitap eğlenceliydi yer yer gülüp kahkaha attığım yerler oldu Derin ve Baran karakterleri güzeldi ama yan karakterleri unutmamak lazım onlarda çok tatlıydı Çınar, Nilay...
Bazı yerler de yazım hatası vardı ama çok göze batmıyordu. Dili oldukça akıcı ve sadeydi okumaya başlayınca çabucak bitiyor. Yazarımızın ilk kitabıydı şimdi ise yazmaya devam ettiği ''Abim Duymasın'' adlı bir kitabı var umarım yakın zaman da onun da basımını görüp okuruz ;)





Gözlerim hala ondayken o da gözlerini benden alamamıştı.
Dile getirmeye korktuğum şeyi içimden geçirdim.
"Sen hep gülümse..."


 "Öyle bakmayı kes." 
    "Sen başlattın." 
    "Ben susman gerektiğini anla diye bakıyorum," dediğinde kaşlarımı çattım. 
    "Sen bakışlarınla mı konuşuyorsun? Kusura bakma Baranca konuşmuyorum." 
    "Akıl sağlığıma zararlısın Derin, dedi Baran ve yanımda uzaklaştı. 





    "Eğer yenilgiyi kabullenmek bir erdemse, erdem de yenilgiyi kabullenmektir. Yani yenilgiyi kabullenmek eşittir erdem. Bu da demek oluyor ki biz adı Erdem olan birine 'Yenilgiyi kabullenmek' diye de seslenebiliriz," 





    "Derin. Abime benimle kalmak istediğini söyler misin? İkna et onu," dediğinde "Ben mi ikna edeceğim?" dedim tabağıma bir parça peynir alırken. 
    "Evet sen. Sen yılanı deliğinden çıkarırsın. Haydi." 
    "Yılanı deliğinden mi çıkarırım? Tarkan'ın seni gidi fındık kıranı mıyım ben yahu?" 
    "Benim yanınızda olduğumun farkındasınız değil mi?" diye sordu Baran. 





    "Neden aşağıdan tıkırtı duyduklarında merdivenlerden kim var orada diye seslenirler ki? Sanki katil salondayım, çay demledim, sen de gel diyecek," 



  "Eğer yenilgiyi kabullenmek bir erdemse, erdem de yenilgiyi kabullenmektir. Yani yenilgiyi kabullenmek eşittir erdem. Bu da demek oluyor ki biz adı Erdem olan birine 'Yenilgiyi kabullenmek' diye de seslenebiliriz," 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sayfa Başına Dön